Eskişehir yönetim kademesi ile Eskişehir basını değişik bir dönemden geçiyor.

Daha yalın haliyle söylemek gerekir ise “Eskişehir’i yöneten kişi ve kurumlar Eskişehir basınını ciddiye almıyor gibi bir hava sergileyerek sözde çok şikayetçi oldukları dezenformasyon konusunda “baş aktör” olmaya çekinmiyor.

Son günlerde bu aktörlerin gözdesi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi diyebilirim.

Şu 15 günlük süreç içinde ESOGÜ ile ilgili Eskişehir basınının farklı kurumları ve sosyal medya hesaplarında sayısız haber, köşe yazısı, iddia gündeme getirildi.

Üstelik bu iddialar ve haberler öyle sıradan, ufak tefek şeyler değil, son derece hayati, önemli, mutlaka aydınlatılması gereken iddialar.

Mesela ESOGÜ Tıp Fakültesi binasının yüksek riskli olduğu iddia edildi. Fay hattının direkt bina altından geçtiği ve binanın depreme dayanıksız olduğu ile ilgili ciddi şüpheler var. Hem hastanede görev yapan akademisyen, memur, personel hem de hastalar ve yakınlarından bu konuda çok sayıda mesaj aldık.

Ama ESOGÜ Rektöründen bu iddialara herhangi bir yanıt gelmedi.

Mesela ESOGÜ Personel Daire Başkanı kendi başına yardım kampanyası başlatmış ve kişisel iban no ile bağış toplanmış dedik. Kısa bir not ile fark ettik iptal ettik diye geçiştirildi. Hesap hareketleri ile ilgili dekont istedik. Ortalık sessizliğe büründü. Bir soruşturma bile açıl(a)madı.

400 personelin işe gelmeden mesai aldığı ve bunu Sayıştay’ın fark ettiğini, geri ödeme yapılması ile ilgili karar verdiğini söyledik. Çıt yok.

2 personelin hastaneye gelen mallardan market açtığı ve bunları sattığının tespit edildiği, üstelik ceza almadığı iddia ediliyor. Yine ses yok.

Üstelik bu tür hataları denetlesin, raporlasın diye atanan kişinin yine bu hataları yapan kişi olduğu söyleniyor. ESOGÜ Rektörlüğünden yine çıt yok.

Sükut ikrardan gelir derler, demek ki ses çıkmadığına göre ortada endişeyi körükleyecek daha ciddi bir durum var.

Ancak bunun bunca basın mecrasında yazılıp, çizilmesine, manşet haberlerle gündeme gelmesine rağmen sessiz kalınması düşündürücü değil mi?

ESOGÜ yönetimi sessiz kalınca bunların unutulacağını, cevap vermeyince Eskişehir basınına gol attıklarını mı zannediyor?

Tam aksi tüm şüpheleri üzerinde toplayıp süreci daha da dikkat çeken bir hale getiriyor.

Demek ki ESOGÜ Eskişehir basınına meydan okuyor. Sallamıyorum, önemsemiyorum sizi diyor. 

Veya ESOGÜ kendi iradesi ile yönetilemiyor, işe müdahil olan başka bir etken var diye düşünmeye başladım.

Çıkar bir açıklama yapar “İddialar ile ilgili idari soruşturma başlatıldı, sonucunu kamuoyu ile paylaşırız” dersiniz. Peki, bina tehlikesi ile ilgili iddialar için acilen iki satır açıklama yapmak çok mu zor?

İçene binlerce insanın girip çıktığı ve son günlerde bazılarının büyük korku yaşadığı bu bina tehlikeli mi, değil mi?

Evet ya da Hayır denmemesinin özel bir nedeni var mı?

Sessiz kalarak bu tehlikeyi kabul ediyor ve insanları infiale sürüklediğinizi biliyor musunuz?

ESOGÜ ile ilgili artık Rektörlüğü bıraktım Eskişehir Valiliği’ni göreve davet ediyoruz.

Bu önemli iddialar ile ilgili kamuoyunun aydınlatılması ve özellikle binanın tehlikesi ile ilgili iddiaların elzem olarak cevaplanmasını talep ediyoruz.