"Cinayeti en saf olana işletmek", Yeşilçam’ın klasikleşmiş kurgularından biridir.
Ancak bir cinayette hayatta olmayan birini kullanmak başka bir kurnazlık…

***
Bu yazıda kimsenin Atatürk sevgisini sorgulamayacağım.
Çünkü ortada bir sevgi ya da nefret meselesinden çok daha öte bir şey var.
Bir kentin ortak hafızasına, tarihine ve kent sakinlerinin istek ve taleplerine bu denli kör ve sağır kalınmasının ardında nasıl bir zihniyetin yattığını gerçekten merak ediyorum.
İnsanların nereye gideceğine, neye sahip çıkacağına karar vermek bir yönetim mahareti midir?

***

Hangi akıl, tüm tepkilere, taleplere ve çağrılara rağmen Atatürk ismini bir stattan kaldırabilir? Artık ‘Atatürk Stadı’na değil de ‘Fethi Heper Stadı’na gideceğim diyenlerin şehri mi olmak istiyoruz?
Zannetmiyorum.

***
Burada bir isim değişikliğinden çok daha fazlası var.
Üstelik Fethi Heper’e saygı gösterildiği iddiası da oldukça yüzeysel.
Zira bir insana saygı, onun anılarına saygı duyarak olur.
Fethi Heper’i, Fethi Heper yapan yer Atatürk Stadı’dır.
Orada attığı goller, yaşadığı başarılar onu Türk futbol tarihine geçirmiştir.
Bugün o anıları yaşatan mekanın adı bir kararla değiştirilmiştir.
Düşünüyorum da, Fethi Heper mezarından kalksa "Ne yapıyorsunuz?" derdi muhtemelen.
O statta yaşadığı her anıyı tek tek anlatırdı bize.
Çünkü ölülerimiz de yaşar ve en çok da yaşadıkları yerlerde…
Ama siz, mekanları isimsiz ve cisimsiz hale getirirseniz...
Ölülerimizi bir tabelaya hapsetmiş olursunuz.
Fethi Heper’in anısına saygı öyle mi?
Bana sorarsanız, bu hem Fethi Heper’e hem de Eskişehirlilere yapılabilecek en büyük saygısızlıktır…

Fethi heper