Bu felaketin kederini yazmaya kelimeler yetmez.

Altını sayfalarca doldurabileceğimiz bir dram, yüreklerimizi darmadağın edebilecek binlerce hikâye var.

Felaketle ilgili tek tesellim insana dair uzun süredir ivme kaybeden ve yitip giden umutların bir anda yeniden yeşermesi ve tomurcuk vermesi…

7’den yetmişe milyonlarca insanın hayatı durdurup yardım için seferber olması. Hiç bir ayrım ve statü gözetmeden canı yanan insanların acısına merhem olma çabası beni gerçekten umutlandırdı.

Kötüler yok mu? Acıya saygı duymayan, var olan durumun ehemmiyetini idrak edemeyenler yok mu? Elbette var. Hem de hiç az değiller.

Aklını parayla bozmuş, kendi siyasi düşüncesine ters bir oluşum para topluyor diye teyakkuza geçmiş dalkavuklar,

Birilerinin yaptığı iyi niyetli işleri, yardımları küçümseyip uzman herbokolog sıfatıyla eleştiren ve matah bir şey yaptım zannedenler,

Şimdi siyaset konuşmanın yeri değil diye başlayan cümleyi “altılı masa” diye bitirenler,

İktidarı eleştireceğim diyerek felaketin boyutunu basite indirgemeye çalışanlar,

Yani ayrımsız her zümrenin, her düşüncenin, ideolojinin içinde bu ruhu taşıyamayanlar fazlasıyla var.

Ama…

İyiler daha fazla, iyiler daha güçlü, iyiler daha kalabalık ve biz iyiliğin şifasıyla ayağa kalkacağız.

Sırtındaki montu, ayağındaki botu çıkarıp yardım ekiplerine verenlerin empatisiyle,

55 saat boyunca enkaz altında kalıp muhabbet kuşunu avuç içinde yaşatan merhametle,

Mesaiden çıkıp eşyalarını koyacak bir bavulu bile olmadan naylon poşetlerle felaket bölgesine koşan madencilerle,

Yardım kamyonu yüklerken soğuktan donan ama dondum demeye utanan ince yüreklerle,

Gönderdiği 50 tır yardımı görmeyip, erzak kolisi için milletten niye iban istiyorsunuz diyen aymaz zihniyete küsmeyen iş insanlarının dirayetiyle,

55 büyükbaş hayvanını yani tüm malvarlığını gözünü kırpmadan bağışlayan genç çiftçinin fedakarlığıyla,

Elinde maddi imkanı olmayıp en azından bir işe yarayım diye kızılay deposunda eşya taşımaya tüm gönlüyle koşan hassas yüreklerle,

Kendisine verilen 2 çift çorabın birini alıp diğeri fazla diye reddeden gani gönüllerle,

Ve dahi yapılan yardım fazlalaşsın diye bunu rekabete dönüştüren ve diğer kişi, kurumların daha fazla destek olmasını sağlayan insan zekasıyla kaldıracağız bu enkazı…

Çünkü enkaz dediğimiz şey sadece binaların betonu değil, fikri, kalbi, ruhi olarak da katrilyonlarca enkaz var üstümüzde kaldırılmayı bekleyen