ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın, Eskişehirli sanayicilerin ve iş dünyasının talep, öneri ve sorunlarını içeren kapsamlı bir raporu Külliye ve Bakanlıklara iletmesi her açıdan önem taşıyor.

TOBB ev sahipliğinde, TOBB İkiz Kuleler’de düzenlenen Türkiye Ekonomi Şurası, Türk iş dünyasının nabzını tutan kritik bir platform olarak bir kez daha önemini ortaya koydu. Bu toplantı, yalnızca ekonomik meselelerin tartışıldığı bir forum olmanın ötesine geçerek, yerel sanayicilerin ve iş insanlarının sesini Ankara’nın en üst makamlarına taşıyan bir köprü vazifesi gördü.

ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın, Eskişehirli sanayicilerin ve iş dünyasının talep, öneri ve sorunlarını içeren kapsamlı bir raporu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile ilgili Bakanlara bizzat sunması, bu köprünün ne denli sağlam olduğunu bir kez daha gösterdi.

Kesikbaş’ın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel’e ilettiği rapor, Eskişehir’in ekonomik dinamiklerini ve karşı karşıya olduğu zorlukları net bir şekilde ortaya koyuyor.

Peki, bu raporun ilgili Bakanlara sunulmasının önemi nedir? Neden bu adım, Eskişehir iş dünyası ve Türkiye ekonomisi için bir dönüm noktası olabilir?

KOBİ’ler: Ekonominin Omurgası, Sorunların Merkezi

Türkiye ekonomisinin belkemiği olan KOBİ’ler, üretimden istihdama, ihracattan bölgesel kalkınmaya kadar her alanda kritik bir rol oynuyor. Ancak, Kesikbaş’ın da vurguladığı gibi, KOBİ’ler bugün ciddi bir darboğazla karşı karşıya. Kredi erişimindeki kısıtlamalar, yüksek faiz oranları ve piyasadaki ödeme zincirindeki aksamalar, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin hareket kabiliyetini kısıtlıyor. Kesikbaş’ın “KOBİ’lerimizin ayağına pranga vuruyor” ifadesi, bu sorunun ciddiyetini çarpıcı bir şekilde özetliyor.

Kredi limitlerinin reel olarak daralması, işletmelerin yatırım yapma, üretim kapasitesini artırma ve ihracata yönelik hamleler yapma yeteneğini doğrudan baltalıyor. Bu durum, yalnızca işletmelerin değil, tüm ekonominin büyüme hızını olumsuz etkiliyor.

Eskişehir, sanayi altyapısı, nitelikli iş gücü ve stratejik konumuyla Türkiye’nin en önemli üretim merkezlerinden biri. Ancak, bu potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilebilmesi için KOBİ’lerin desteklenmesi şart. Kesikbaş’ın Bakanlara sunduğu rapor, bu noktada bir yol haritası sunuyor. Rapor, Eskişehirli sanayicilerin ve iş insanlarının sahada karşılaştığı gerçek sorunları ve bu sorunlara yönelik somut önerileri içeriyor.

• İhracata yönelik yeni ve proaktif destek mekanizmalarının geliştirilmesi,

• Kredi erişiminin kolaylaştırılması ve

• KOBİ’lere pozitif ayrımcılık yapılması gibi talepler, sadece Eskişehir’in değil, tüm Türkiye’nin ekonomik büyümesini hızlandıracak adımlar olarak öne çıkıyor.

İhracat ve Katma Değer: Geleceğin Anahtarı

Kesikbaş’ın raporunda öne çıkan bir diğer önemli nokta, ihracata yönelik yeni ve proaktifdesteklerin gerekliliği. Türkiye, küresel ticaretteki rekabet gücünü artırmak için ihracata dayalı bir büyüme modeline ihtiyaç duyuyor. Ancak, ihracatta sürdürülebilir bir artış için, sanayicilerin finansman, lojistik ve pazar erişimi gibi alanlarda desteklenmesi gerekiyor. Kesikbaş’ın raporu, bu desteklerin neler olabileceğine dair somut öneriler sunarak, Eskişehir’in katma değerli üretim kapasitesini artırmayı hedefliyor.

Katma değerli üretim, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda istihdamı ve refahı artırmanın da anahtarı. Eskişehirli sanayicilerin önerileri, bu hedef doğrultusunda hükümetin atacağı adımlara rehberlik edebilir.

Örneğin,

• Ar-Ge ve inovasyon teşviklerinin artırılması,

• İhracat odaklı KOBİ’lere özel finansman paketlerinin oluşturulması ve

• Dış pazarlara erişimi kolaylaştıracak lojistik destekler, raporda yer alan öneriler arasında.

Bu önerilerin hayata geçirilmesi, Eskişehir’in sanayi potansiyelini tam anlamıyla ortaya çıkarabilir ve Türkiye’nin küresel ticaretteki konumunu güçlendirebilir.

Eğer hükümet, Eskişehirli sanayicilerin taleplerine kulak verir ve somut adımlar atarsa, bu, yalnızca Eskişehir için değil, tüm Türkiye için bir kazan-kazan senaryosu yaratabilir. Ekonominin çarkları, ancak bu tür diyaloglar ve iş birliğiyle daha hızlı dönebilir. Eskişehir’in sesi, Ankara’da yankılanmaya devam etmeli.