Murat Mercan ismi Eskişehirliler adına yabancı bir isim değil.

En azından apolitik olmayan vatandaşlar ve yaşı 40 ile üstünde olan hemşerilerimiz geçmiş yıllardan bu ismi çok iyi hatırlarlar.

Kendisi Ak Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında hem partinin kurucularındandı, hem Genel Başkan Yardımcısı gibi önemli bir görevi vardı hem de Eskişehir milletvekili olarak seçilmişti.

Partinin güçlü bir aktörü olması ve Ak Partinin Türkiye’de oyunu yükselten yapısına rağmen Eskişehir’de partisinin arzu ettiği performansı gösteremedi.

Özellikle Büyükşehir Belediyesi yani Büyükerşen’e karşı olan tutumu şehirde karşılık görmedi. Sokaklarda davul zurnalı dolaşmalar, belediye önüne siyah çelenkler ve bana göre Büyükerşen’e karşı yürütülen kara propaganda çalışmaları ters tepti.

Zaten bir sonraki seçimde genel başkan yardımcılığı görevinden alındı, bir sonraki dönem ise aday yapılmadı ve siyasete erken bir veda etmek zorunda kaldı.

Görev döneminde akıllarımızda kalan hadiselerden biri ise yerel seçimlerde Cumhuriyet Lisesi’nde yaşanan olaydı. Ne tesadüf ki bende seçimi takip eden o bir muhabir olarak oradaydım. Emniyet Müdürü Savaş Yücel, milletvekili Mercan’ın sürece hararetli bir şekilde müdahale etme çabasını engellemiş ve “sizin burada işiniz yok, gerekirse kovarım” diye hiddetli bir şekilde Mercan’ı alanın dışına çıkartmıştı.

Yine Mercan’ın görev döneminden akılda kalan bir sözü hatırlatayım!

“Vali de değişir, emniyet müdürü de değişir”

Sözün kendisine itirazımız yok ancak Mercan’ın söylediği bu söz Eskişehir yönetimi adına tecelli edince Mercan’ın şehir yönetimine olan müdahalesi konusunda da ciddi soru işaretleri oluşmuştu.

Bir kere bu şehrin tarihinde gelmiş geçmiş en sevilen ve en çok hizmeti dokunan valilerden biri olan hatta Vali Baba diye seslenilen Vali Kadir Çalışıcı görevden alındı.

Sanırım arkasından gözyaşı dökülen veya benim tanık olduğum tek Vali Kadir Çalışıcı’ydı.

Bu işin arkasında Mercan’ın olduğu o günlerde fazlaca konuşuldu ve ispat edilemese dahi kulaktan kulağa yayıldı. Üstelik tepki de gösterildi. Çünkü Eskişehir’in gördüğü hizmet bir yana Eskişehirspor içinde en önemli aktörlerin başında Çalışıcı geliyordu.

Yine o günlerde Eskişehir’de yapılan adli operasyonlar ülke gündeminde takdirle karşılanıyordu. Emniyet Müdürü Savaş Yücel ve efsane Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaburun el ele vermiş Eskişehir’in huzur kenti olması adına gece gündüz mesai harcıyordu. Gece gündüz operasyonlar yapılan bir süreçti ve ülke gündeminde bu gelişmeler sıkça yer almaya başlamıştı.

Emniyet Müdürü Savaş Yücel’in sürpriz bir şekilde atamasının çıktığı günlerde “Vali de değişir, Emniyet Müdürü de değişir” sözünün sahibi Mercan’ın ismi yine ön plana çıktı.

Böyle işlerin belgesi olmaz ama vicdani kanaatler o kararnamenin arkasında Mercan isminin olduğunu konuştu, durdu. Özellikle yerel seçim gecesinde yaşananlardan sonra böyle düşünülmemesi imkansız olurdu.

Sonra geçtiğimiz aylara kadar Eskişehir’de Murat Mercan ismini duymuyorduk.

Tokyo’dan, Washington Büyükelçiliğine atanınca ismi önce yaygın medyanın gündemine gelmeye başladı.

Bunlara gerekirse sonra değiniriz ama CHP’li Tuncay Özkan’ın iddiaları, Cumhuriyet gazetesinde ABD’de mahkemeye intikal eden bir konuyla ilgili Mercan’ı hedef alan iddialar falan derken yeniden Murat Mercan ismi gündeme geldi.

Ve Eskişehir özelinde bazı iddiaları duymaya başladık.

Mercan’ın hem genel seçimde vekillik olmaz ise yerel seçimde Büyükşehir Belediyesi için aday olmak istediği cılız da olsa söylenmeye başladı.

Eskişehir’de bir medya operasyonu yaptığı ve gölge bir isim olarak el değiştiren medya kurumlarından birinin arkasında olduğu iddia edildi.

Hatta yıllardır en ufak hamlesi olmayan Mercan’ın Eskişehirspor yardım kampanyasına 6 bin TL gibi ücretle katılım sağlaması da dikkatlerden kaçmadı.

Büyükelçi bile taa ABD’den kampanyaya katıldı diye buradaki bürokratlara örnek gösteren de oldu, koskoca Büyükelçi 300 dolar ile mi destek veriyor diye eleştirende.

Sizin anlayacağınız Eskişehir bu seçim döneminde uzun süredir gündemde olmayan isimleri de konuşmaya başladı.

Demek ki yarım kalmış, yüreklerde iz bırakan bir yeri var bu şehrin.

Ancak bu şehrin bir hafızası olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Bu şehirde siyaset yapan, yıllardır aktif olarak emek veren, teşkilat ya da örgüt içinde bedel ödeyen, mücadele eden insanların öyle tepeden taca atılması eskisi kadar kolay değil.

İletişim araçlarının binlerce seçeneğe çıktığı, arşivlerin hiç kaybolmadığı ve şehrin birkaç noktadan yönetilemediği, kimsenin arzu edilen etkiyi tek başına yapamayacağı bir süreçten geçiyoruz.

O yüzden kendi adımıza konuşayım sadece Murat Mercan değil o da dahil  pek çok kişi ile ilgili köşe yazılarımızda ve haberlerimizde daha uzun, daha detaylı şeyler dile getireceğiz.

Ancak bugün bir başlangıç yapalım, en azından sosyal medyada bu ilgiye dair ufak bir tespitimizin açılımı merak eden dostlarımızın, dostlarının merakını giderelim istedik.

Ne de olsa seçime daha çok uzun bir süreç var ve daha bolca yazma, çizme, konuşma imkânımız olacak.