Bugün siyaset, gündem ve alıştığınız yazılardan biri olmayacak.

Bugün kendimizden, EHA’dan ve sevgili yatırımcılarımızdan bahis açmak istedim.

Bizim için zaman mefhumu farklı ilerliyor. Ancak zamanı olağan akışında yaşayanlar için EHA yayın hayatına başlayalı tam bir hafta oldu.

Bize göre henüz çok eksiği, gediği olmasına rağmen bu 1 haftayı dolu dolu geçirmeye çalıştık.

Sadece şehir değil ülke gündeminde dahi konuşulan haberlere imza attık.

Nadir Küpeli’nin ESO adaylığı ilgili düşünceleri, Gaye Usluer’in Kılıçdaroğlu çıkışı ve şüphesiz Prof. Dr. Can Ayday’ın Eskişehir depremine 4 yıl kaldı, hazırlık yapın uyarılarını ve özel röportajlarını Eskişehir Haber Ajansı sayfalarında okudunuz, izlediniz.

Öte yandan aslında genel gündemin dışında hem tanıtmak, hem de bir dert anlatmak için üstüne düşeceğimiz video haberler hakkında sizlere bazı yansımalar sunduk.

Abbashalimpaşa Köyü’nün Türkiye’de yankı uyandıran şehir planı, Sakarbaşı’nın doğa ve dalış tutkunlarına sunduğu güzellikleri ve şüphesiz bundan 80 yıl önce eğitim devriminin başladığı Çifteler Köy Enstitüsünün bugünlerde virane halde kalışını yine EHA’nın özel videoları ile anlatmaya çalıştık.

Henüz gerçek performansının yüzde 30 kadarı ile üreten ve ilerleyen günlerde canlı yayınlar, rutin haline gelecek günlük videoları, sokak ve özel röportajları ile EHA’nın ideal şehir – ideal medya ilkesini sanırım daha çok insanla buluşturacağız.

Sosyal medya akışına, yeni teknik cihazlarımıza, taze ve kalabalık ekibimize ve melekelerine alışmaya çalışıyor, bir taraftan kervanı yolda düzüyor diğer taraftan şehrin bize yüklediği beklentilere karşılık vermeye çalışıyoruz.

Zaman mefhumundan bağımsız gidiyoruz şu aralar. Yemek yemeyi unuttuğumuz, içemediğimiz 3 kahve fincanının masa üstünde sıralandığı tatlı telaşlar içindeyiz.

Hayırlı olsun çiçeklerine bile teşekkür edemiyor, ekip arkadaşlarımızdan iki kişi covidi yeni atlattığı için risk olmasın diye dışarıdan pek bir ziyaretçi de kabul etmiyoruz.

Sahayı ihmal etmiyoruz tabi ki… Ama saha bizim için şehir merkezinde hazırda duran birkaç stk ve rutin açıklamalarının biraz ötesinde.

Han, Seyitgazi, Sivrihisar hatta Eskişehir’in en uzak köyü Kaldırım’da var saha alanımızda.

Yani normal koşullarda sürdürülmesi zor bir işi bir sisteme oturtmaya çalışıyoruz.

O yüzden az biraz zaman, az biraz sabır istiyor, bolca iddia koyuyoruz yolun üstüne…

Bu konuda iddialı ve kendinden emin konuşma sebeplerimden biri de patronlarımızdan sevgili Melih Turan’ın idealist tavrı ve Ahmet Can Akdemir’in aynı zamanda bir iletişim fakültesi havuzundan geçmesi.

Sevgili Melih herhalde Eskişehir’de yıllardır gazeteleri, haber ve köşe yazılarını eksiksiz okuyan ve hafızasında tutabilecek kadar şehir milliyetçisi bir adam.

Eminim bir sanayici ve esnaf yani iş insanı olarak gün içinde ilgileneceği 50 küsür detay vardır. Buna rağmen meslektaşlarımın bile zaman zaman ihmal ettiği bu kamuoyu taramasını yapabilen bir patron ile çalışmak harika bir his.

Medyaya inanıyor, şehre güveniyor ve kimine göre delilik olarak kabul edilen bir yatırım ile bu şehre yeni bir mecra kazandırmak için kendini sorumlu hissediyor.

Herkesin para kazanmaya yatırım yaptığı bir dönemde sevgili Melih Turan ve Ahmet Can Akdemir’in ideallere yatırım yapması bence önemli ve takdire şayandır.

O sebeple belki ilerleyen günlerde fırsat bulamayız diye her ikisine de bir teşekkür etme gereği hissettim.

Mesleki heyecanı yeniden yaşamak ve yaşatmak, son sözü patronun değil sorumlu insanların söylediği bir kurumsal kültür oluşturmak kesinlikle bir delilik ve Eskişehir eminim bu delilikten çok keyif alacak.

Bu arada teşekkür edemedik dedim ya; onu da aradan çıkarayım müsadenizle.

Tek tek saymak zor olacak, aflarına sığınıyorum. Ama hayırlı olsun çiçekleri ile bizleri mutlu eden, mesajları ile gönlümüzü okşayan ve güvenleri ile bizi gururlandıran tüm kurumlarımıza ve dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi yolluyoruz.