Geçen yıl bu vakitlerdi ki, bu şehrin sokaklarında bir isyanın uğultulu türküsü doğdu.
Bu isyan, yıllar yılı kendi cebini doldurmak, şahsi hırslarında mevki aramak uğruna bu şehrin mayasını bozanlaradır.
Eskişehirspor’un bileğinin hakkı ile kazandığı ne varsa, çiğneyip sıfırlayanların suratına çarpan bir ilk ıslıktı bu.
Günden güne büyüyen bu ıslık, bir ağıda, ardından bir zafere çağıran türküye dönüştü.
Laçkalaşmış düzene, hilebazlara, şehrin namına layık olmayan bir sefalet ligine vedâ nâğmesi oldu.
Selâm sana Eskişehirspor!
Başta Ulaş Entok olmak üzere tüm yönetimimize Süper Lig’e çıkan yolda bizlere ilk hamleyi bağışladığın, bu şehrin çocuklarının yüzünü türlü cefalara rağmen güldürdüğün için minnettarız.
Şükranlarımızı, takımını kokuşmuş lobilerin sofrasına meze etmeyen vekillerimize, belediye başkanlarına da sunarız.
Bugün zaferin sevincini yaşamak herkesin hakkıdır; lakin yarından da yakın, bilekleri sıvamak, dişleri sıkmak herkesin vazifesidir.
Unutulmasın:
Bizim sevincimizi paylaşan dostlar olduğu gibi, "Eskişehir borcunu ödeyemez, yine düşer" diye sinsi sinsi bekleyen koca bir şer cephesi de karşımızda saf tutmuş beklemektedir.
Önümüzdeki yol, dikenle döşelidir.
Mücadelemiz yalnızca yeşil sahanın çimenlerinde değil, yeri geldiğinde Federasyon'un kirli koridorlarında, yeri geldiğinde teşvik paralarının iğrenç pazarlıklarında sürecektir.
Bu meşakatli yolda takım, en doğru hamlelerle takviye edilmelidir. Sırtımıza bağ olmuş borç yükü bir an evvel sıfırlanmalıdır. Ankara'da sözü geçen vekillerimiz, her fırsatta Eskişehirspor adını haykırmalıdır.
Belediyelerimiz, odalarımız, cemiyetlerimiz, parti ocaklarımız; yalnızca elini değil, yüreğini de taşın altına koymalıdır.
Kasırga gibi dalınmalı, şimşek gibi çakılmalıdır
Bu topraklarda Yusuf’un hikâyesi yeniden yazılmalıdır.
Çünkü bize yakışan, her zorluğun önünde eğilmek değil, zorlukları birer birer devirmektir
Forza Anadolu, forza Eskişehirspor!