UEFA’daydık,

Süper Ligin tozunu kaldırıyorduk, düştük…

TFF 1. Lig’de iddialı ve son ana kadar yarıştığımız bir konumdaydık, düştük.

TFF 2. Lig’de düştük, düşme kaldırıldı, bir daha düştük.

TFF 3. Lig’deydik, yine düştük!

Son 5,6 sezon içinde iddialı olabildiğimiz, tribünden mutlu ayrıldığımız, kendimize hedef koyabildiğimiz tek bir sezon olmadı.

Çünkü futbolun ve kulüplerin kaderi uçurumun en üstü diye tabir edilen Süper Lig’den düştükleri an kırılır.

Bir sonraki yıl direnip çıkabilirsen eyvallah…

Direnemez ve kalırsan, yandın demektir.

Biz de direnip çıkmaya çok yaklaştık ama olmadı, birkaç penaltı ile kaderimiz değişti.

Biriken borçlar, transfer yasakları, puan silmeler ve tüm bunların üstüne hepsine temlik konan gelirler sebebiyle tek hedefimiz “ayakta kalmak” oldu.

Sonuç olarak bugün düştüğümüz BAL aslında yıllar önce düştüğümüz Süper Lig’in mirasıdır.

Parasız, kaynaksız ve Eskişehirspor kapanmasın diye çaba harcayan ağırlıklı taraftar yönetimleri ile düşmemeye çalışsak bile maalesef bazen çaba ile kader ayrı telden çalıyor ve istediğimiz olmuyor.

Şu an yıllardır olmaktan korktuğumuz yerdeyiz! BAL’dayız…

Peki, duracak mıyız?

Teslim olup, kenara çekilip, hadi koca bir maziyi toprağa gömelim mi diyeceğiz?

Kulübe, bu iş bizim namus borcumuz diyerek göreve devam eden yönetime mi küseceğiz?

Yoksa bizim gibi dibi görmüş ama kendini toplayarak yeniden profesyonel liglere dönmeyi başarmış Kocaeli, Sakarya gibi ezeli rakiplerimiz olan örnekleri görüp, kendimize yeni hedefler mi koyacağız?

Herkesin tercihi kendine ama ben vazgeçen kısımda olmayacağım…

Nihayetinde kötü gün dostu olmak bir erdem ve bu camianın ruhunda saklı olan asaletin bir gereğidir.

Olmazlar, eyvahlar, imkansızlar içinde tarihe çivi çakmış bir camiayı yeniden hedefe koşturacak motivasyon da tam bu imkânsızlık ve öz sermayesi olan taraftar inancıdır.

Uzun süredir dediğim gibi,

Geçen seneden tek farkımız var.

Daha uzun bir yolu, daha engelli bir yolu, daha az ama daha inançlı bir şekilde kovalayacağız…

Şimdi bu ve benzeri şeyleri ne zaman yazsam, konuşsam birkaç eleştiri alıyor ve hala ne hedefi, bunun hesabını sormayacak mıyız diye başlayan bazı paylaşımlara tanık oluyorum.

Biliyorum ki bir kısmının derdi EsEs değil, hesaplarını az biraz inceleyince zaten amaçlarının ne olduğunu anlamak mümkün. Sadece Başkan ve yönetim başarısız olsun diye dua eden ve bu uğurda Eskişehirspor'un sürekli kaybetmesini bekleyecek kadar haysiyetsiz olanlar olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. 

Ancak yıllardır tribünde, deplasmanda, her kampanyada yer alan ve samimiyetle bu gidişattan rahatsız olan, kalplerinden geçeni söyleyen renktaşlarımı çok iyi anlıyor ve altını çizerek belirtmek istiyorum.

Bir hesap sorulacak, bir itiraz yapılacak ise 6,7 sene öncesinden başlamamız lazım ki, bundan bugüne kadar sonuç alamadık. Ne mahkeme, ne serbest denetim şirketleri raporları ile bir yere varamadık. Varamayacağımız için elden de bir şey gelmiyor. 

Zor ama bugüne odaklanacağız!

Şimdi gün ETİ gibi marka değeri kaygısı taşıyan ve Rahmetli Firuz Kanatlı’nın ardından her fırsatta Eskişehirspor ile yollarını ayırmak isteyenlere aldırmadan, önümüze, küçük bile olsa yeni hedeflere odaklanma vaktidir.

Başkan Erkan Koca yerinde bir paylaşım yapmış…

Eskişehirspor’un ligi yoktur, marka değeri lig ile ölçülmez demiş!

Takım düştü diye taraftar sayımız azaldı mı?

Takım düştü tarihe mıh gibi işlenmiş başarılarımız yok mu oldu?

Takım düştü diye Eskişehirspor hakkında daha az mı konuşuyor, daha sessiz mi kalıyoruz?

Sosyal medyada takipçi sayısı mı azaldı?

Daha az bestemiz mi var, tribünde desteksiz mi kalacağız?

Ligin adı ve kötü algısı dışında değişen ne oldu? Söyler misiniz?

Tüm samimiyetimle dile getirmek istiyorum ki,

Eskişehirspor’un içinde olduğu durumdan ötürü aidiyetim daha da arttı.

Geçen sene gidemediğim birkaç maç vardı, bu sene daha fazla gideceğim.

Geçen sene gittiğimden daha fazla deplasman kovalayacağım.

Bu sene formalarımı daha sık giyip sokağa çıkacak, Eskişehirspor ile ilgili daha pozitif olacağım.

Çünkü, hiç birimizin başka çaresi yok.

Çünkü Eskişehirspor bir gündem değil, yaşam biçimidir!