Herhangi bir Ak Partiliye kâğıt kalem verseler ve adayları sen belirle deseler…

Odunpazarı adaylığına Murat Özcan, o olmaz ise Hamid Yüzügüllü,

Tepebaşı adaylığına ise Dündar Ünlü, o olmaz ise Erkan Koca ya da Ahmet Sivri ismini yazardı.

Ancak parti nedendir bilinmez Murat Özcan’ı aday yapmadı.

Dündar Ünlü’yü ise ikna edemedi ya da etmek istemedi.

Bununla da yetinmedi Hamid Yüzügüllü’yü daha iddialı olacağı ve kendisinin de arzu ettiği Odunpazarı yerine Tepebaşı’ndan aday yaptı.

Odunpazarı’nda ise diğer seçenekleri değerlendirmek yerine bana göre Tepebaşı’nda daha başarılı olabilecek Özkan Alp’i aday olarak gösterdi.

Üstelik adaylıkların ilan edildiği gün il başkanı olan Süleyman Reyhan’ı görevden alarak bu soru işaretlerinin yanına yeni bir soru daha ekledi.

Öte yandan bana göre Yüzügüllü ve Alp ile Ak Parti’nin kalesi olan Sivrihisar ve Beylikova Başkanlıkları ile oradan gelecek EBB Meclis Üyelikleri ile ilgili de ciddi bir dezavantaj oluşturdu.

Peki, herhangi bir partilinin bile yapmayacağına emin olduğumuz bu hamleleri Ak Parti neden yaptı?

Seçimi kazanmak için bu kadar iddialı olan, Hatipoğlu ile gövde gösterisi yapmaya çalışan Ak Parti neden bu yolu izlemek istedi?

Eskişehir üzerinden yıllardır hakimiyeti yüksek olan Nabi Avcı’nın prensi olan ve çok değer verdiği iki ismi zora sokarak Avcı’ya seçim önü operasyonu mu çekildi yoksa Ataç ve Kurt gibi tecrübeli isimler karşısında işinin gerçekten kolay mı olacağını sanıyor?

Bakın EBB zaferi için olmaz ise olmaz bir kural vardır.

İlçeleri alan Büyükşehir için 2-0 önde olur.

İki ilçe CHP’de kalır ve EBB’yi Ak Parti alsa bile meclis çoğunluğu CHP’nin olur. O da her iki partinin de işine gelmeyecek bir seçim sonucu oluşturur.

Ak Parti ilçelerden güç almak yerine Hatipoğlu ile ilçeleri de kazanacağını düşünüyorsa baştan söylemeliyim ki bu yöntem kulağı tersten tutmaya çalışmaktan daha zor ve imkânsız bir neticedir.

Şayet seçimde istenen sonuç alınamaz ise şimdiden belirteyim ki bu sonucun müsebbibi bu kararları alan kişi ya da kişilerdir…