Malumunuz CHP kurultay sürecinin yankıları Eskişehir’de küçük polemiklerle devam ediyor.

Neyseki konu Parti Meclisi gibi artık gınağı getiren bir noktadan çıktı Patron tartışmasına döndü.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt bu tartışmanın fitilini ateşleyen isim oldu.

Kurt yaptığı bir açıklamada Eskişehir’de artık CHP’nin patronu yok dedi. İsim vermese bile Yılmaz Büyükerşen dönemini kast etti ve parti'nin bundan sonra patronu örgüt diyerek vesayet döneminin bittiğini işaret etti.

Haliyle zaten siyasi polemiklere bayılan Eskişehir bu konu üzerinde kendine göre tartışmaya başladı. Kimi örgütün patronluğu olmaz dedi, kimi 3 belediye başkanını işaret ederek patron sayısı artık 3’e çıktı dedi, kimi ise patron artık Ankara’da diyerek Özgür Özel’i işaret etti.

Aslına bakarsanız tüm yorumlara kısmende olsa haklılık payı var diyebileceğimiz bir süreç var.

Çünkü eskiden Kılıçdaroğlu bile genel başkan olmasına rağmen Eskişehir’de patronluk yapamazdı. Şehrin anahtarını Büyükerşen’e veren Kılıçdaroğlu kenara çekilir milletvekili ve belediye başkan adayları ile meclis listelerinin çoğunu dahi Büyükerşen belirlerdi. Genel merkez en fazla bir vekil belirler, gerisi Büyükerşen’den geçerdi. Dolayısıyla Büyükerşen görevi bırakarak aslında bu anahtarı tekrar genel merkeze verdi.

Ancak kendisi her ne kadar patron yok dese dahi Kazım Kurt’un da konu siyaset olduğunda kendi kabul etmese dahi Eskişehir’de siyaset yapacakların nazarında bir patron nişanı olduğunu da es geçemeyiz.

Nihayetinde ister Parti Meclisi olsun, ister vekillik, ister örgüt işleri… Siyaset yapmak ya da bir yere aday olmak isteyen herhangi bir ismin kapısını çalacağı ilk isim kim? Elbette Kazım Kurt!

Kazım Kurt elbette listeleri kendi yazmıyor, adayları kendi belirlemiyor dolayısıyla ben patron değilim diyebilir ama Kurt aday belirlemese bile belirlenmesine katkı veren ya da veto edebilecek kadar etkin bir siyasetçi olduğu için bana göre patron olmasa bile patrona yakın bir isim ya da başka bir deyişle bir genel müdür kimliği taşıyor.

Hepsini geçtim Kurt benim adayım Rahmi Çınar dediği gün örgüt kongresinin bile sürprize yer vermeyecek şekilde sonuçlandığını hatırlamaya gerek yok sanırım.

Ancak bir patron kıyası yapacaksak Büyükerşen bu konuda en yetkili ve tek isimdi.

Şimdi Kurt ya da başkası için tek adamlık sürecinden bahsedemeyiz. Nihayetinde Ankara’da ne kadar etkin ve güçlü olduğunu belki yeni yeni anladığımız bir Ayşe Ünlüce faktörü var.

Evet Ünlüce şu ana kadar siyaseti hepimizin bildiği yöntemlerle değil farklı bir yol izleyerek sürdürdü. Süreçlere müdahil olmamanın, genel ya da yerel siyasette polemik ve tartışmalı beyanların dışında bir tarz izledi. Belediyecilik şiarını ön planda tuttu. Gördük ki bu da farklı ve geçerli bir siyasetmiş ki kendisini partinin bana göre PM’den bile daha değerli bir makamında gördük, gururlandık.

Bu şu anlama gelmesin. Ünlüce şu ana kadar herhangi bir seçime ya da sürece direkt müdahil olmadı ama zamanı geldiğinde eminim ki tüm gövdesiyle müdahale edebilecek bir tavrıda bana fazlasıyla hissettiriyor. Yer ve zaman denklemine inanıyor ve artık masada tek patron olmayacak diyorsak şüphesiz bize bunu söyleten yegane isim.

Nihayetinde hoca döneminde pek önünden geçmeyen ama Ankara ayağında iyi bir geçmişi, sıkı bağlantıları olan Ahmet Ataç’ı da masadan ayrı koyamayız. Artık hoca olmadığı için Ataç’ın da artık ağırlığını masaya koyabileceği ve müdahil olacağını düşünmek yanlış olmaz.

Özetle artık patron yok ama 3 patron var diyenlere kısmen katılıyor ve artıyorum.

Bence bir de Talat Yalaz’ı ve örgütü eklemek lazım.

Hatta bu iddiayı bir adım daha ileriye götürüp şunu belirteyim.

Şayet adaylar tamamen ön seçimle belirlenirse, tüm CHP’liler hakim huzurunda aday belirlemek için sandığa giderse, genel merkez fermuar hesabı bile olmadan adayları sadece CHP’liler belirlerse işte o zaman Eskişehir’de tek patron sokakta, çarşıda pazarda olan CHP’liler olur. Örgütü, partiyi temsil ettiği için masanın tek patronu Talat Yalaz olur.

Ama dediğim koşullarda bir ön seçime şimdilik pek ihtimal vermiyorum. Ve denkleme biraz yazının başına dönerek Ankara’dan artık Eskişehir’e istediği ismi, sırayı, listeye verebilecek ve bundan sakınca duymayacak büyük patronu yani Özgür Özel ismini hatırlatarak son veriyorum.