AK Parti’nin uzun süredir siyaset üretememe sorununa şimdi de siyasetçi üretememe sorunu eklendi. Gerçi siyaset üretmeyi unutan bir siyasi partinin siyasetçi üretmesi beklenebilir mi?

Siyaset üretilemeyince ya da siyasetçi yetiştirilemeyince, gözler iş dünyasına çevriliveriyor. Rivayetler doğruysa AK Parti, Odunpazarı ve Tepebaşı için “parası olan adamlar” arıyor. İl başkanı, parti üyelerinden çok iş dünyasıyla bir araya geliyor. Adına “konsey” dedikleri yapı da aslında bir tür patronlar kulübü değil mi?

Saf değilim biliyorum; siyaset ile para birbirinden ayrılmaz ancak siyasetin belirleyici gücü elden gittiğinde ortalık siyaset arenasına değil, pazar alanına dönüyor.

İdeologlar, partinin aydınları, akil adamları bir kenara çekilip “AK Parti umarım bizi de yemez” denen bir ortamda, ağzı köpüren çığırtkanlar “AK Parti’yi kimseye yedirtmeyiz” diye bağırıyor.

Acı oysaki; AK Parti boşuna iktidara gelmedi. İnsanlara bir hayal, bir hikaye sunan parti olarak, belki de o zamana kadar birkaç duygusuz şiirden fazlası verilmeyen bu halka müreffeh bir ülke vaat etmiş ve bu hikayeye inandırmayı başarmıştı. Ne var ki zamanla, bırakın yeni bir hikayesi olmasını, böyle bir hikayeye ihtiyaç duymaktan bile vazgeçti.

Yazık…

Bu acınası hal, Eskişehir’e de yansımadı değil. Bu partide Dündar Ünlü gibi bir isim il başkanlığı yaptı. Parti onu ne kadar taşıdı bilmem ama AK Parti’ye neler kattığını, ben dahil tüm Eskişehir bilir ve farkındadır. Murat Özcan’lar geçti bu partiden, nikah şahitliğimi yapan Sayın Ahmet Yapıcı geçti. Her biriyle oturup dünya üzerine, ülke üzerine, memleket üzerine, Eskişehir’in her bir sokağı, her bir caddesi üzerine konuşabilirsiniz.

Nabi Avcı, bu şehrin milletvekiliydi. Her basın toplantısı bir ders niteliğindeydi. Görev aldığı süre içinde yandaşına da, candaşına da aynı nezaketi gösteren Emine Nur Günay’ı gel de arama.

Aslında iki ilçe başkanı atamak çok kolay… Bırakın ilçe başkanını koskoca bir parti kurmak için 35-40 kişi yetecek. İki hukukçu oturup bir tüzük yazsınlar tamam.

Fakat partileri parti yapan halka söyleyecek bir şeyleri olmasıdır. Söyleyebilecek yetenekte birileri olmasıdır.

Bunlar AK Parti’de kaldı mı? Sanmıyorum. Geriye kimler kaldı derseniz; çığırtkanlar…

Onlara da “AK Parti’yi yedürmeyük” demekten başka bir şey kalmadı.

Dündar Ünlüleri, Murat Özcanları, Ahmet Yapıcıları, Metin Tezişçileri, Nabi Avcıları, Emine Nur Günayları yiyen AK Parti, yeter ki birilerini yemesin. Aksi halde kimsenin AK Parti’yi yeme niyeti yok. Boğazımızda kalır, alimallah…