Önceleri yük ederek büyüttüğümüz kaygılarımıza sığınarak aştığımız dağ tepelerin yanında, Alpler ne ki!

Elin gavuru ‘yapıyor’ dedikleriniz içinde, bizi biz yapan o amansız kavgalarımızdan bir tanesi bile yok.

Mesela "What does 'kayyum' mean in German?" deyin; aval aval bakacaklarını garanti edebilirim.

***

Yabancı bir memlekete tam 15 gün önce gittim.

Bu 15 gün içerisinde memleketimde neler oldu?

Bazı televizyonlar karartıldı.

Bazı gazeteciler içeri alındı.

Belediye başkanları ya tutuklandı ya da gözaltına alındı.

40 yıllık sorun ‘iki saatlik bir şovla çözüldü’ dediler ya; 5 dakikalık bir demeçle yeniden bozulmayacağını garanti edebilecek tek bir kişi yoktur.

***

İsviçre’nin 150 yılda yaşayacağı olaylar, ülkemde sadece 15 gün içerisinde vuku buldu.

Adamların niye saat uzmanı olduğunu anlıyorsunuz.

En hızlı akıyor dediğiniz zaman yaralı bir kaplumbağa misali ağır aksak.

Akrebin yelkovan ile münasebeti tabi ki hassasiyet gerektirir.

Eşe dosta kaygısız, gürültüsüz gün getirecek halimiz yok.

Doldurduk bir kaç çikolata geldik.

***

Şehirde ne olmuş bitmiş diye göz gezdirdik.

Bizim AK Partililer yine birbirine girmiş!

Neymiş efendim; “senin bürokratın değil de benim bürokratım atanacak…”

Çeyrek asırlık tecrübeli bir iktidardan, Eskişehir’in payına siyasetin ergen çocukları düşmüş anlaşılan.

Mesele ‘bürokrat iyi mi, kötü mü?’ değil!

Mesele ‘senin mi, benim mi’ kavgası.

Ayının kırkta türküsü var, kırkı da ahlat üstüne…

AK Parti, Eskişehir’de bu huyundan vazgeçemedi.

Garipsenecek bir durum yok.

Kurumlar iflas edince bürokratlar oyuncak muamelesi görüyor haliyle.

***

Hoş buldum…

15 günlük dinginliğin ardından yeniden sizlerleyim.