Dur Soner, az sabret, böyle acılı günlerde ortalığı karıştırma, mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır ve gereği yapılır diye bekledim.

Ne yazık ki beklentim boşa çıktı. ESOGÜ kurumsal iletişimden yapılan açıklama karşısında “büyük hayal kırıklığı” yaşadım.

Nedenlerini anlatacağım. Önce olayı bir özet geçeyim.

7 Şubat yani depremin ertesi günü ESOGÜ Personel Daire Başkanlığı’nda görevli Tuğçe Habuk isimli şahıs tarafından tüm personele ESOGÜ resmi mail sisteminden bir mail atılıyor.

Mailde personel daire başkanı olan Abdurrahman Yıldırım’ın bir yardım organizasyonu başlattığı, memleketi olan Diyarbakır’a yola çıktığı belirtilerek, personelden maddi destek isteniyor. Üstelik şahsi bir iban no verilerek toplanan yardımların Abdurrahman Yıldırım tarafından direkt elden teslim edileceği de belirtiliyor.

EHA yazarı Celal Tan konuyu gündeme taşıdı ve ilgililerden konuyla ilgili açıklama beklendiğini dile getirdi.

Açık konuşayım başta umutluydum. Bu önemli iddia hakkında ESOGÜ Rektörlüğü ne gerekiyorsa yapar ve kamuoyu ile sağlıklı bir bilgi paylaşır diyordum.

Çünkü ortada nereden bakarsanız bakın, hangi niyetle olursa olsun yanlış hatta suç olarak nitelendirebileceğimiz bir eylem var.

Biliyorsunuz yasalarımız gereği kimse izinsiz bir bağış kampanyası yapamaz. Dernek, vakıf, yardım kuruluşları bile kampanya yaparken izne tabidir. Üstelik bağış yapılan hesap her zaman tüzel kişilik hesabı olmalıdır. Bireysel iban verilemez.

Kaldı ki bu toplananların elden verilmesi, belgesiz, kişisel takdirle yapılması mümkün değildir.

Gel gelelim tüm bunlara rağmen ESOGÜ’den gelen açıklama işin kendisi kadar amatör bir açıklama oldu.

ESOGÜ “iyi niyetle başlanmış bir yardım kampanyası ama fark ettik ve iptal ettirdik, bağışları AFAD ve Kızılay’a yapın dedik. Yani yardım toplanmadı” gibi bir açıklama yaptı.

Kusura bakmayın ama resmi bir kurumda işler böyle mi ilerliyor?

Bir personelimiz denilen kişi sıradan bir personel değil. Bizzat Personel Daire Başkanı yahu…

Şimdi siz bunu fark edip iptal ettik diyorsunuz ama kampanyayı başlatan resmi mail gibi bunu iptal eden bir mail var mı?  Gün, saati belli olan…

Mailde verilen hesaba herhangi bir bağış olup olmadığını nerden bileceğiz?

Bununla ilgili hesabın bir hareket döküm dekontu yok mu?

Belki maili gören ve yardımda bulunan personel oldu, nereden bileceğiz?

Siz bu maili dakikasında başka bir mail ile iptal edemediğinize göre, herkese de bağış yapmayın diye sözlü uyarı yapamayacağınıza göre, bu açıklama yeterli değildir değil mi?

Belli ki ESOGÜ konu uzamadan ve aslında soruşturma başlatılması gereken bir konuyu bazı çekinceler yüzünden yapamıyor ve böyle basit bir açıklama ile kapatma peşinde.

Yani tamam garantisi bizzat benim, ben kendisini uyarıcam, siz öpüşün, barışın der gibi bir hava hissettim.

Ben de sevgili Celal Tan gibi gerekli belgeler sağlanmadan ve yaptırım uygulanmadan pes etmeyeceğim.

Buradan Eskişehir Valiliği’ne bir çağrı yapalım. Şu an başları kalabalık ama bu konu atlanacak bir konu değil. Biz iletmiş olalım.

İlerleyen günlerde mutlaka devam ederiz.