Şehir olarak heves-kursak arasında yaşamaya alıştık.
Kurduğumuz her hayal, girdiğimiz her beklenti, ümitlendiğimiz her mesele bizi hayal kırıklıklarının başkenti yaptı.

Bir tarafta küçük, şirin, birbirine aşina küçük bir şehrin sevimliliği ile teselli olurken diğer tarafta maddi-manevi çöküntülerin ve özgüveni düşük bir topluluğun parçası olduk.

Toprağımızın kıymetini bilemedik, suyumuzun kudretini anlamadık.
Demir ağlarla örülen Cumhuriyet öyküsünün demir ağları durdu ama fabrikasını kaybettik.

Havacılığın ilklerini yaşayan şehre havacılığın sonu reva görüldü, bir şey diyemedik.

Dedim ya, alıştık heveslerin kursakta kalan olağan akışına ama öğrendiklerimiz düşürdü bizi oyundan.

İstememeye başladık. Beklentiye girmemeye çalıştık. Müjdelere kulakları tıkayıp, hayal etmeyi rafa kaldırdık.

En azından olana sahip çıkalım, eldekini muhafaza edelim, var olanla ilerleyelim dedik.
Gel gelelim onda da pek mahir olamadık.

Bu şehre sevdalanmak, çok sevmekle beraber bu şehre edeceğimiz sitemler buradan Ankara’ya çevre yolu olur desek yeridir.

Ne yazık ki Devrim Arabaları ile başlayan lanet üzerimizden eksik olmuyor.
Ara sıra bu şehirden evliye çıksa taşlarız diyorum, gerçeklikten uzaklaşıp ona bile küsen, kırılanlar oluyor.

Zaten kaybetme, zayıf düşme, başaramama sebebimiz bu ...
Şehirle olan bağımız o kadar garip bir hale gelmiş ki, çoğumuz “şehir bizim” zannediyoruz.
Şehir bizim etrafımızda dönüyor, şehir bizim arkamızdan geliyor, şehir bizim iki dudağımız arasında zanneden çok insan var.

Haliyle şehre bu şehrin patronu gözüyle bakarak, şehirle ilgili her hamleye müdahale etmek, yön vermek, onay vermek ya da engel olmaya çalışmak gibi kendini şehrin üstünde gören iradelerle uğraşmaya çalışıyoruz. Hoş artık uğraşacak, çaba harcayacak enerjimiz bile yok, kabul edip geçiyoruz o ayrı ama... Sorunumuz ne olduğu apaçık belli.

Çok seviyoruz tamam ama bu kibir, ego, güç sarhoşluğu, bencillik bizi dibe çekiyor.

Tüm bu serzenişin son gerekçesi dünden bu yana telefonlarımızı susturmayan ERİAD Termal Tesis ve Kontrolsüz Havaalanı projeleri ile ilgili gündem.

Malumunuz ERİAD Başkanı Rüştü Şentuna dün bir açıklama yaptı. 2 yıldır maddi, manevi büyük emek harcanan ve maddi karşılık beklemeden şehre yapılacak projelerin artık temel atma noktasında karşılarına bir engel çıktığını, Eskişehir’de büyük, vergi rekortmenleri listesinde sürekli ismi olan bir iş insanının açık açık bu projeyi engelleyeceğini beyan ettiğini açıkladı.
Rüştü Başkan isim vermedi, söz konusu kişi ile bizzat görüştüğünü ve şayet bu süreç engellenirse ERİAD olarak herhangi bir hukuki sürece dahi girmeyeceklerini belirtti.

Çok haklı, çok yerinde bir sitemi şehrin vicdanına bıraktı.

Bu açıklama ya da itiraf ile birlikte yazının başında dile getirdiğim travmalar yeniden canlandı.

Bir kez daha hevesin kursakta kalacağı, bir kez daha iyi ve güzel bir şeyin bu şehrin bünyesinde yer alamayacağını, bir kez daha beklentiye girmenin bize işkence olarak geri döndüğü nice süreç aklımıza geldi.

Hazmetmek, anlamak, gerekçe bulmakta zorlandığımız bir hadiseler zinciri...

Neden başta bu şehirde yaşayan yaklaşık bir milyon insan başta olmak üzere bölge ve civarındaki insanların yararına olacak bir şeye engel olunur?

Kar amacı gütmeyen, ticari saikleri olmayan, bir sivil toplum kuruluşu olarak bu şehre bir yatırım kazandıralım diyerek 40 yıllık hevesi zorlayanlara karşı neden böyle bir engel çıkar.

Biz birileri kamu yararına şehre bir değer katmak için kolları sıvayanlara, böyle zor, ekonomik koşulların böyle karamsar olduğu bir süreçte bu gömleği giyenlere işin tam olacağı süreçte bunu yaparsak bir daha bu şehre kime yatırım yaptırabiliriz?

Son tahlilde tüm samimiyetimle şunu sormak istiyorum...

Bu proje 2 yıldır tüm aşamaları ile şehrin gündeminde değil mi?

İktidar Vekillerinin tamamı bu projeyi destekliyor, beyanatları ve destek mesajlarını gördük, okuduk, şahit olduk.

CHP Vekilleri ve Belediye Başkanları destekliyor, arkasında duruyor. Gördük, okuduk, şahit olduk.

ETO destekliyor, ESO destekliyor ve bu desteklere de bizzat şahit olduk.

Peki, nasıl bir güç tüm şehrin bu desteğine tek başına karşı bu işi engelleyebilecek?

Şayet bu iş gerçekten tamamen durur, iptal edilirse ...

Başta bakanlık aşamalarına kadar işin içinde olan iktidar temsilcileri olmak üzere şehri yönetenler onlara oy verenlere bir daha aynı özgüvenle seslenebilir, cesurca vaat verebilir mi?

Korkarım ama bu iş artık ERİAD, Eskişehir özelini aşmış ve özellikle iktidar partisi meselesine, ,sınavına dönüşmüş durumdadır.

Tamam mı, devam mı? Buna göre sınav notunu Eskişehir verecektir.