Eskişehir’den Türkiye’nin herhangi bir şehrine uçma hayali ve fantezilerine bir yenisi daha eklendi.

ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş geçtiğimiz günlerde Eskişehir sanayisi ve ekonomik büyüklüğünü gerekçe göstererek haftada 2 gün İstanbul Havalimanına sefer düzenlenmeli dedi.

Fantezi diyorum çünkü Başkan Kesikbaş’ın kendisi de bu talebin fantezi olduğunun en az ben kadar farkındadır.

Zira Eskişehir’den İstanbul’a herhangi bir sefer düzenlenmesi için gerekli ön koşulların başında kendisinin de içinde bulunduğu ve gerekçe gösterdiği şehir ekonomisinin temsilcileri yer alıyor.

Ne diyor iktidar temsilcileri?

ETO,ESO,EOSB THY ya da AJET için bilet garantisi versin, yani şirketin zarar etmeden uçacağı sayıda bileti satın alsınlar, bir nevi acentelik yapsınlar bizde uçuşları ayarlayalım.

Yani Kesikbaş, Küpeli ve Güler eğer İstanbul için sefer düzenlensin istiyorsa bununla ilgili açıklama yapmak yerine THY ile bilet pazarlığı yapmalılar.

Bunu ben değil, iktidar partisinin temsilcileri diyor…

İşe ticari yönden bakacak olursak haklılar mı? Evet, haklılar..

Özel sektöre ait bir havayolu şirketi olan hiç kimse Eskişehir - İstanbul arasına uçak seferi koymaz. Çünkü karayolu ile ulaşımı yaklaşık 3,4 saat olan bir yere girdisi, çıktısı ve uçuş süresi ile yine 3 saat sürecek bir uçak seferi pek akıl karı değil. Zorunluluklar dışında tercih edecek insan bulmak zor olur. Yani en küçük kapasiteli uçaklar bile muhtemelen zararla çalışmak zorunda kalır.

Ancak karşımızda özel sektör yok…

Mesela zarar ediyor olsaydı TCDD Eskişehir - Ankara tren seferlerini iptal mi edecekti?

Bu bir ulaşım hizmetidir, bu bir imajdır, bu sadece şehirlerarası değil uluslararası vizyonu ilgilendiren önemli bir şehir meselesidir.

Ve şehrin ekonomik liderlerinin yani az önce dile getirdiğim ESO,EOSB,ETO Başkanları Kesikbaş, Küpeli ve Güler’in bu konuda bizimle yanı temennileri paylaşmak yerine daha çözüm odaklı hamleler ve baskı unsuru oluşturması lazım.

Yoksa taleple, çağrı yapmakla falan ne yazık ki yol alamıyoruz…

Gurbetçiler Bu Sene Uçmadı

Uçuş demişken altını çizmek gereken önemli bir detay var.

Malumunuz Eskişehir 7. ve 10. aylar arasında Belçika ve Almanya başta olmak üzere Avrupa’dan çok sayıda gurbetçiyi ağırlardı.

Ağırlardı diyorum çünkü bu sene diğer yıllara kıyasla şehrimize gelen gurbetçi sayısı ciddi derecede azaldı.

Bunu Hasan Polatkan Havalimanına inen uçak sayılarından da, şehir esnafının bu sene ki beklentisinin karşılanmamasından da gayet iyi ölçebilliyoruz.

İyi ama şehre gelen gurbetçi sayısı neden azaldı…

Bana göre başlıca 2 sebep var.

Birincisi Eskişehir artık gurbetçi içinde pahalı bir şehre dönüştü. Hizmet sektörü ortalamanın üstünde fiyatlarla devam ediyor. Gurbetçi burada bir bir döner yerken dahi tereddüt eder hale geldi. Karşılaştığı fiyatlar şehrin cazibesini öldürecek kendini deyim yerindeyse enayi hissettirecek kadar fahiş…

Eskiden ev yada dükkan yatırımı yapan gurbetçilerin bir serzenişi ise gayrimenkul fiyatlarının geldiği hal… Başka şehirlerde villa parasına Eskişehir’de daire almak onlara göre de akıl karı değil.

İkincisi ispat edemesek bile geçtiğimiz yıllarda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün özel havayolu şirketlerine Eskişehir değil Zafer Havalimanına gidin telkini işe yaramışa benziyor.

Eskişehir heyeti konuyu çözdük diye maval okusa dahi bu inandırıcı değil.

Aba altından gösterilen sopa yüzünden Eskişehir’e yapılan direkt uçuş organizasyonları diğer senelere göre daha seyrek.

Yani direkt olmasa dahi dolaylı olarak şehir ekonomisini de etkileyen sebeplerden birisi havacılık şehri diye uyutulan Eskişehir’in bu konuda iktidar tarafından üvey evlat muamelesi görmesi. Ankara’ya en ufak baskı kuramayıp, gerekçelerle şehri uyutması.

Yoksa yüzde 99 sapma payıyla milyonlarca euro zarar eden Zafer Havalimanı için her şey yapılırken, ufacık zarar riski için Eskişehir cezalandırılır mıydı?